DOĞU ANADOLU TÜRK BEYLİKLERİNDEN GÜNÜMÜZE KALAN BAZI TARİHİ ESERLERİN İNCELENMESİ:

MUHAMMET ENES ŞENOVALI
Gazi üniversitesi, eğitim Fakültesi, tarih öğretmenliği bölümü, 2. Sınıf
İÇİNDEKİLER
-Giriş
-Anlamı Bilinmesi Gereken Bazı Kelimeler
-Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası
-Mama Hâtun Külliyesi
-Malabâdi Köprüsü
-Ahlatşahlar Beyliği ve Kümbetleri:
ÖNSÖZ:
Doğu Anadolu Beylikleri, 11. yüzyılın sonlarından 15. yüzyıla kadar Doğu Anadolu Bölgesi’nde hüküm sürmüş Türk beylikleridir. Bu beylikler, Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarisinde önemli bir rol oynamışlardır.
Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, genellikle şunlardır:
• Kümbetler: Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan kümbetler, Türk taş işçiliğinin en önemli örneklerinden biridir. Bu kümbetler, Selçuklu ve Beylikler dönemi kümbet mimarisinin en güzel örneklerini yansıtmaktadır. Ahlatşahlar Beyliği tarafından yaptırılan kümbetler, bu açıdan en önemli örneklerdir. Ahlat’ta bulunan kümbetler, çeşitli plan ve boyutlarda inşa edilmiştir. En yaygın plan, dörtgen planlı ve kubbeli olanıdır. Kümbetler, kesme taştan inşa edilmiştir. Duvarların dış cephesi, geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiştir.
• Camiler: Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan camiler, Selçuklu ve Beylikler dönemi cami mimarisinin önemli örnekleridir. Bu camiler, genellikle kare planlı ve kubbelidir. Camilerin iç mekanları, genellikle kalem işleri ve çinilerle süslenmiştir. Artuklular tarafından yaptırılan camiler, bu açıdan en önemli örneklerdir. Mardin’de bulunan Ulu Cami, Artuklular tarafından yaptırılan en önemli camilerden biridir. Cami, kare planlı ve kubbelidir. Caminin iç mekanları, kalem işleri ve çinilerle süslenmiştir.
◦ Bayraktar, Ali. Artuklular ve Mimari Eserleri. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınevi, 2015.
◦ Ersoy, Necdet. “Artuklular Dönemi Cami Mimarisinin Özellikleri.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 33, no. 2 (2013): 271-286.
◦ Gündoğdu, Mehmet. “Artuklular Dönemi Cami Mimarisinin Tipolojisi.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 31, no. 2 (2011): 241-256.
•Köprüler: Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan köprüler, Selçuklu ve Beylikler dönemi köprü mimarisinin önemli örnekleridir. Bu köprüler, genellikle kemerli ve taştan inşa edilmiştir. Köprülerin ayakları, genellikle kayalara oturtulmuştur. Artuklular tarafından yaptırılan köprüler, bu açıdan en önemli örneklerdir. Van’da bulunan Köprübaşı Köprüsü, Artuklular tarafından yaptırılan en önemli köprülerden biridir. Köprü, kemerli ve taştan inşa edilmiştir. Köprü ayakları, kayalara oturtulmuştur.
◦ Akgündüz, Ahmet. Artuklular Dönemi Köprüler. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınevi, 2017.
◦ Ersoy, Necdet. “Artuklular Dönemi Köprü Mimarisinin Özellikleri.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 33, no. 2 (2013): 287-302.
◦ Gündoğdu, Mehmet. “Artuklular Dönemi Köprü Mimarisinin Tipolojisi.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 31, no. 2 (2011): 273-288.
Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, genel olarak aşağıdaki mimari özelliklere sahiptir:
• Mimari tarz: Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, genellikle Selçuklu ve Beylikler dönemi mimari tarzının özelliklerini taşımaktadır. Bu tarzın özellikleri arasında, geometrik ve bitkisel motiflerle süsleme, kalem işleri ve çini kullanımı gibi unsurlar yer almaktadır.
• Malzeme: Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, genellikle kesme taştan inşa edilmiştir. Bu malzeme, Türk taş işçiliğinin en güzel örneklerinin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır.
• Plan: Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, genellikle kare planlı ve kubbelidir. Bu plan, Türk mimarisinde yaygın olarak kullanılan bir plandır.
Doğu Anadolu Beylikleri tarafından yaptırılan tarihi eserler, Anadolu’nun kültürel ve mimari mirasının önemli bir parçasıdır. Bu eserler, Selçuklu ve Beylikler dönemi mimarisinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
ANLAMI BİLİNMESİ GEREKEN BAZI KELİMELER:
Kümbet: Üstü kubbe ile örtülü, mezar veya türbe olan yapıdır. Kümbetler, genellikle kare veya yuvarlak planlı olarak inşa edilirler. Kubbeleri, genellikle tuğla veya taştan yapılır. Kümbetler, genellikle önemli kişilerin mezarlarını veya türbelerini barındırmak için inşa edilirler.
Tonoz: Bir kemerin aralıksız devam etmesiyle oluşan örtü biçimidir. Genellikle kubbenin küçük bir versiyonu olarak düşünülebilir. Bir kemerin bir duvara yaslanarak devam etmesi ile oluşur. Genellikle bir odanın üzerini örtmek için kullanılır.
Tonoz kelimesi, Türkçe bir kelimedir. İtalyanca tonno kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Tonno kelimesinin anlamı, **”ton balığı”**dır. Tonoz kelimesinin, ton balığının kabuğuna benzemesi nedeniyle bu adı aldığı düşünülmektedir.
Revak: **”bina duvarına bitişik, üstü örtülü, açık galeri”**dir. Revaklar, genellikle bir binanın avlusunda veya girişinde bulunurlar. Revaklar, genellikle bir kemer dizisi ile desteklenirler.
Revak kelimesi, Farsça revâk kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Eyvan: **”üstü tonoz veya kubbe ile örtülü, üç tarafı kapalı, bir tarafı açık, genellikle avluya açılan mekân”**dır. Eyvanlar, genellikle cami, medrese, türbe gibi dini yapılarda bulunurlar. Eyvanlar, genellikle bir tören veya kabul salonu olarak kullanılırlar.
Eyvan kelimesi, Farsça eyvân kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası,( Mengücekliler)
Mengücekliler Beyliği, 11. yüzyılın başlarında Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulan bir Türk beyliğidir. Beylik, 13. yüzyılın sonlarında Moğol istilaları sonucunda yıkılmıştır.
Mengücekliler Beyliği, kültür ve sanata büyük önem veren bir beyliktir. Beyliğin hükümdarları, Anadolu’da birçok önemli eserin inşa edilmesini sağlamışlardır. Divriği Ulucami ve Darüşşifası da bu eserlerden biridir.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas’ın Divriği ilçesinde bulunan bir cami ve darüşşifadır. Cami 1228-1229 yıllarında Mengücekli Beyliği’nin hükümdarı Ahmet Şah tarafından yaptırılmıştır. Darüşşifa ise aynı tarihte, Ahmet Şah’ın eşi ve Erzincan beyi Fahreddin Behramşah’ın kızı olan Turan Melek tarafından yaptırılmıştır.
Mimari Özellikleri
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Cami, yığma tekniğiyle inşa edilmiş olup, kesme taştan yapılmıştır. Darüşşifa ise moloz taştan yapılmıştır.
Caminin planı, Anadolu Selçuklu camilerinin klasik planına benzer. Cami, dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiştir ve üç ana bölümden oluşmaktadır:
• Cami bölümü: Cami bölümü, ibadetin yapıldığı bölümdür. Bu bölüm, 52 metre genişliğinde ve 30 metre uzunluğundadır. Cami bölümü, iki sıra halinde 12 sütun üzerine oturtulmuş 12 kubbe ile örtülüdür.
◦ **Türker, Ahmet. “Divriği Ulu Camii.” Anadolu Selçukluları: Mimari, Sanat, Kültür. Ed. Semavi Eyice, 2. bs. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012. 409-420.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii.” Anadolu’da Türk Camileri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011. 230-237.
• Türbe bölümü: Türbe bölümü, Ahmet Şah ve eşi Turan Melek’in türbelerinden oluşmaktadır. Türbeler, caminin güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Türbeler, 12 köşeli olup, koni şeklindeki birer kubbe ile örtülüdür.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii Türbeleri.” Anadolu’da Türk Türbeleri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011. 237-240.
• Son cemaat yeri: Son cemaat yeri, caminin girişinin bulunduğu bölümdür. Bu bölüm, dört sütun üzerine oturtulmuş bir kubbe ile örtülüdür.
◦ **Türker, Ahmet. “Divriği Ulu Camii.” Anadolu Selçukluları: Mimari, Sanat, Kültür. Ed. Semavi Eyice, 2. bs. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012. 420-422.
Darüşşifa, dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiştir ve üç ana bölümden oluşmaktadır:
• Giriş bölümü: Giriş bölümü, darüşşifaya girişin yapıldığı bölümdür. Bu bölüm, beşik tonozlu bir örtüyle örtülüdür.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii Darüşşifası.” Anadolu’da Türk Hastaneleri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011. 240-242.
• Hastane bölümü: Hastane bölümü, hastaların tedavi edildiği bölümdür. Bu bölüm, dört eyvanlı bir plan üzerine inşa edilmiştir ve beşik tonozlu bir örtüyle örtülüdür.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii Darüşşifası.” Anadolu’da Türk Hastaneleri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011. 242-245.
• Türbe bölümü: Türbe bölümü, darüşşifada tedavi gören hastaların vefat etmesi durumunda defnedildikleri bölümdür. Bu bölüm, 12 köşeli olup, koni şeklindeki bir kubbe ile örtülüdür.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii Darüşşifası.” Anadolu’da Türk Hastaneleri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011. 245-247.
Süslemeleri
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Selçuklu sanatının en güzel örneklerinden biridir. Yapının dış cephesi ve iç mekanları, zengin süslemelerle bezenmiştir.
Cami ve darüşşifanın dış cephesi, taş oymalarıyla süslenmiştir. Bu süslemeler arasında, geometrik desenler, bitkisel motifler ve insan figürleri yer almaktadır.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası.” Anadolu’da Türk Süsleme Sanatı. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012. 247-250.
Cami ve darüşşifanın iç mekanları, özellikle taç kapıları ile ünlüdür. Bu taç kapılar, Selçuklu sanatının en güzel taş işçiliği örneklerinden biridir. Taç kapıların üzerinde, geometrik desenler, bitkisel motifler ve insan figürleri ile bezenmiş süslemeler yer almaktadır.
◦ **Önderoğlu, Mehmet. “Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası.” Anadolu’da Türk Süsleme Sanatı. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012. 250-254.
Önemi
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Yapı, hem mimari özellikleri hem de süslemeleri ile Anadolu’nun kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.
Cami ve darüşşifa, 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
• **Türker, Ahmet. “Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası.” Anadolu Selçukluları: Mimari, Sanat, Kültür. Ed. Semavi Eyice, 2. bs. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012. 422-424.
MAMA HATUN KÜLLİYESİ,( Erzincan, Saltuklular)
Saltuklular, 11. yüzyılın ortalarında Erzurum ve çevresinde kurulan bir Türk beyliğidir. Beylik, 12. yüzyılın sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştır. Saltuklular, Anadolu’da önemli bir kültür ve sanat merkezi olmuşlardır.
Saltuklular döneminde inşa edilen yapılar, Anadolu Selçuklu mimarisinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Bu yapılar arasında, kümbetler, camiler, kervansaraylar ve hamamlar bulunmaktadır.
Külliye, 1192 yılında vefat eden Saltuklu sultânı Mama hatun tarafından yaptırılmıştır
Mama Hatun Külliyesi, Saltuklular döneminde inşa edilen önemli bir külliyedir. Külliye, Erzincan’ın Tercan ilçesinde yer almaktadır. Külliye, bir kümbet, bir kervansaray, bir hamam ve bir camiden oluşmaktadır.
• Çağlayan, S. (2007). Erzincan’da Saltuklular Dönemi Yapıları. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
• Ünver, S. (1968). Anadolu Selçuklu Mezar Taşları. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
Kümbetin dış cephesi, 12 adet dilimli bir yapıya sahiptir. Bu dilimler, kümbetin gövdesini oluşturan silindirik yapıyı çevrelemektedir. Dilimlerin arasında, geometrik ve bitkisel motifler yer almaktadır. Kümbetin dış cephesinde yer alan motifler, Selçuklu dönemi sanatının karakteristik özelliklerini yansıtmaktadır.
Kümbetin içinde, Mama Hatun’un sandukası bulunmaktadır. Sanduka, kesme taştan yapılmış olup, üzeri geometrik motiflerle süslenmiştir. Sandukanın üzerinde, Mama Hatun’un ölüm tarihi ve kimliği yazılıdır.
• Çağlayan, S. (2007). Erzincan’da Saltuklular Dönemi Yapıları. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
• Ünver, S. (1968). Anadolu Selçuklu Mezar Taşları. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
Kervansaray, külliyenin en büyük yapılarından biridir. Eş odaklı kervansaraylar grubuna giren kervansaray, 51 × 51 metre ölçüleriyle bu gruptaki yapılar arasında en büyük olanıdır. Kervansaray, tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Kervansarayda, yolcuların konaklama ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bir dizi bölüm bulunmaktadır.
Kervansaray, giriş kapısı, avlunun etrafını saran revak ve hücreler olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Giriş kapısı, sivri kemerli olup, üzerinde geometrik motifler yer almaktadır. Avlunun etrafını saran revak, 13 adet tonozla örtülüdür. Revak altında, yolcuların konaklama ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hücreler bulunmaktadır.
Kervansaray, Selçuklu döneminde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olan Erzurum-Erzincan kervan yolu üzerinde yer almaktadır. Kervansaray, bu yolun önemli bir durak noktası olarak hizmet vermiştir.
• Çağlayan, S. (2007). Erzincan’da Saltuklular Dönemi Yapıları. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı.
• Ünver, S. (1968). Anadolu Selçuklu Mezar Taşları. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
Hamam, külliyenin diğer önemli yapılarından biridir. Kesme taştan inşa edilen hamam, kare planlıdır. Hamamda, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere üç bölüm bulunmaktadır.
Hamamın soğukluk bölümü, sivri kemerli bir kubbe ile örtülüdür. Ilıklık bölümü, 12 adet tonozla örtülüdür. Sıcaklık bölümü, 12 adet kubbe ile örtülüdür.
Hamam, günümüzde hâlâ kullanılmaktadır.
Cami, külliyenin en küçük yapılarından biridir. Kesme taştan inşa edilen cami, dikdörtgen planlıdır. Caminin içinde, mihrap, minber ve vaaz kürsüsü bulunmaktadır.
Cami, sivri kemerli bir kubbe ile örtülüdür. Caminin minberi ve vaaz kürsüsü, ahşaptan yapılmıştır.
Cami, günümüzde hala ibadete açıktır.
MALABÂDİ KÖPRÜSÜ, (Silvan, Artuklular)
Dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsü olan Malabâdi Köprüsü, 1147 yılında Artuklular tarafından inşa edilmiştir. Köprünün inşası, Artuklu Beyi Timurtaş Bin-i İlgazi tarafından yaptırılmıştır. Köprünün yapımında kesme taş kullanılmıştır.
Köprünün inşa edildiği dönem, Anadolu’da Artuklular’ın hüküm sürdüğü dönemdir. Artuklular, 11. yüzyılın ortalarında Güneydoğu Anadolu’da kurulan bir Türk beyliğidir. Beylik, 14. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır.
Artuklular, Anadolu’da önemli bir kültür ve sanat merkezi olmuşlardır. Bu dönemde inşa edilen yapılar, Anadolu Selçuklu mimarisinin önemli örneklerindendir.
• Yılmaz, C. (2022). Artuklular Dönemi Mimarisinde Malabadi Köprüsü. Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 42(1), 1-12.
Batman Çayı, Dicle Nehri’nin önemli bir koludur. Köprü, Batman Çayı’nın iki yakasını birbirine bağlamaktadır. Köprü, bölgenin önemli bir ulaşım ve ticaret merkezi olmasını sağlamıştır.
Köprünün Mimari Özellikleri
Malabadi Köprüsü, sivri kemerli bir köprüdür. Köprünün uzunluğu 150 metre, genişliği ise 7.2 metredir. Köprünün ana kemeri, 40.86 metre açıklığa sahiptir. Bu açıklık, dünyanın günümüze ulaşan en büyük kemer açıklığına sahip taş kemer köprüsü olması nedeniyle köprünün önemini daha da artırmaktadır.
Köprünün ayakları, suyun derinliğine göre 15 metreye kadar inmektedir. Köprünün iki yanında, iç tarafta kervan ve yolcular için, özellikle kışın zorlu günlerinde barınak olarak kullanılan iki oda bulunmaktadır.
AHLATŞAHLAR BEYLİĞİ VE KÜMBETLERİ:
Ahlatşahlar Beyliği, 12. yüzyılın ortalarında Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulan bir Türk beyliğidir. Beylik, 13. yüzyılın sonlarında Moğol istilaları sonucunda yıkılmıştır.
Beyliğin kurucusu, Sökmen el-Kutbî’dir. Sökmen el-Kutbî, Azerbaycan Meliki İsmail Kutbeddin’in esiri olmuş ve Selçuklu sultanı Berkyaruk’la kardeşi Muhammed Tapar arasındaki saltanat mücadelesinde Muhammed Tapar’a hizmet etmiştir. Bu hizmetinden dolayı kendisine ikta olarak verilen Ahlat ve çevresinde 1100 yılında Ahlatşahlar Beyliği’ni kurmuştur.
Ahlatşahlar Beyliği, kuruluşundan itibaren önemli bir kültür ve sanat merkezi olmuştur. Beyliğin hükümdarları, Ahlat’ı bir bilim ve sanat şehri haline getirmek için önemli çalışmalar yapmışlardır. Ahlat’ta bu dönemde birçok cami, medrese, kümbet ve köprü inşa edilmiştir.
• Akbıyık, Ali. Ahlatşahlar Beyliği. Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınevi, 2017.
• Gökçe, Mehmet. “Ahlatşahlar Beyliği’nin Kuruluşu ve Gelişimi.” Tarih İncelemeleri Dergisi 29, no. 2 (2014): 409-436.
Ahlat Kümbetleri
Ahlat’ta bulunan kümbetler, Türk taş işçiliğinin en önemli örneklerinden biridir. Bu kümbetler, Selçuklu ve Beylikler dönemi kümbet mimarisinin en güzel örneklerini yansıtmaktadır.
Ahlat kümbetleri, çeşitli plan ve boyutlarda inşa edilmiştir. En yaygın plan, dörtgen planlı ve kubbeli olanıdır. Kümbetler, kesme taştan inşa edilmiştir. Duvarların dış cephesi, geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiştir.
Ahlat kümbetleri, Anadolu’nun kültürel ve mimari mirasının önemli bir parçasıdır. Bu kümbetler, Selçuklu ve Beylikler dönemi sanatının önemli bir yansımasıdır.
• Ersoy, Necdet. “Ahlatşahlar Beyliği Kümbetlerinin Mimari Özellikleri.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 32, no. 2 (2012): 213-226.
Ahlat’ta bulunan kümbetlerden bazıları şunlardır:
• Kümbet-i Anuşirvan: Ahlat’ın en ünlü kümbetlerinden biridir. 12. yüzyılda inşa edilmiştir.
• Kümbet-i Yusuf Paşa: 13. yüzyılda inşa edilmiştir.
• Kümbet-i Emir Bayındır: 13. yüzyılda inşa edilmiştir.
• Kümbet-i Taceddin Hüseyin: 13. yüzyılda inşa edilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir